yükleniyor

Aramak için yazın

5 Temmuz Urumçi Katliamı Raporu 2.Baskı

Raporlar

5 Temmuz Urumçi Katliamı Raporu 2.Baskı

Paylaş

5 Temmuz Urumçi Katliamı Raporumuz yeni tanıklıklarla ve yeni detaylarla güncellenmiştir. Raporun tamamına PDF dosyayı indirerek ulaşabilirsiniz.

Giriş

Çin Komünist Partisi (ÇKP) yönetimi, 2005 yılından itibaren Doğu Türkistan’ın köylerinden genç kızları Çin’in iç bölgesindeki bölgelerindeki fabrikalara işçi olarak götürmeye başladı. Bu uygulama Doğu Türkistan’daki birçok protestonun en önemli sebeplerinden biri oldu. Sadece 2006 yılında Yopurga Nahiyesi’nden yaklaşık 2.500 Uygur Türkü genç kız Çin’in Shandong eyaletine götürüldü. Ailelerin, kızlarını gönüllü olarak gönderme tekliflerini reddetmesi üzerine, köy ve kasaba bazında Çin’e götürülecek kızların yaş sınırlaması ve kontenjanlar ÇKP yerel başkanlıkları tarafından belirlenerek uygulama zorunlu hale getirildi. Her köy ve kasabadaki yerel yönetim bu kontenjanları doldurmak ve belirlenen süre içinde kızları ÇKP başkanlıklarına teslim etmekle yükümlü kılındı. Yerel yönetimler aileleri tarım arazilerine el koymak, tarlalara su vermemek, siyasi şüpheli aile listesine almak, bölücülük ve ayrılıkçılık suçu ile yargılamak gibi çeşitli şekillerde tehdit ederek kızları zorla alıkoymaya başladı. Sadece kızların götürülmesi çok fazla tepki çekince erkekler de götürülmeye başlandı. ÇKP bir yandan, tüm bunları fazla iş gücünü değerlendirme gerekçesiyle yaptığını öne sürerken, öte yandan fakir aileleri zenginleştirme vaadinde bulundu. Ancak çok kısa bir süre içerisinde, götürülen kızların maaşlarının ödenmediği, fabrikalarda hapis hayatı yaşadıkları, ailelerine dönmek isteyenlere izin verilmediği, cinsel köleliğe zorlandıkları, taciz ve tecavüze uğradıkları haberleri duyulmaya başlandı. 2009 senesinin 26 Haziran’ında Çin’in Guangdong eyaletine bağlı Shaoguan Nahiyesi’ndeki oyuncak fabrikasında zorla çalıştırılan 800’den fazla Doğu Türkistanlı gence Çinli işçiler saldırdı. Zaten yıllardır ÇKP hükümetinin Doğu Türkistanlıları Çin’e götürmesi yüzünden beliren rahatsızlığın üzerine bir de bu olay eklenince, sosyal medyada geniş yankı uyandı, bu olaydan sonra hükûmetin ısrarla Doğu Türkistanlıları suçlayan söylemleri ve bazı Çinlilerin sosyal medya platformlarındaki ırkçı paylaşımları Doğu Türkistanlıların sabrını tüketti. Doğu Türkistan’ın Urumçi şehrinde yaşayan çoğu üniversite öğrencisi genç sosyal medya aracılığıyla toplanarak olayda vefat edenlerin haklarının korunması, insanların zorla Çin’e götürülmemesi, artan baskı ve ayrımcılık politikalarından vazgeçilmesini talep ederek sokaklara döküldü. Sokağa dökülenlerin elinde Çin bayrakları olmasına rağmen Çinli yetkililer olaya katılanları bölücülük ve ayrılıkçılıkla suçlayarak 5 Temmuz 2009 günü hava karardıktan sonra ağır silahlarla gösterileri kanlı bir şekilde bastırdı. Çok sayıda insan öldürüldü ve tutuklandı. Çin makamları yaşananları uluslararası kamuoyuna terör olayı olarak lanse etti ve tüm Doğu Türkistan’da internet erişimini askıya alarak bu bölgenin dünya ile olan bağlantısını kesti. Bu tarihten itibaren Doğu Türkistan için hiçbir şey eskisi gibi olmadı; herhangi bir muhalefet sert bir biçimde bastırılmaya başladı polislere sınırsız yetki verildi. 5 Temmuz katliamından sonraki tutuklamalarda yüzlerce insan kayboldu. 11 sene geçmesine rağmen katliamın acısı Doğu Türkistanlıların kalbinde kanayan yara olarak varlığını sürdürüyor.


Tag: Uygur, Doğu Türkistan,