BASIN AÇIKLAMASI

[2021-01]

Çin 1949 senesinde Doğu Türkistan’ı işgal ettikten buyana, sistematik olarak baskı, kısıtlama, asimilasyon ve soykırım politikaları yürütmektedir. Çin, Doğu Türkistan’da 1986 senesinden itibaren uyguladığı doğum kontrol yasasıyla birlikte milyonlarca Doğu Türkistanlı çocukların doğmasını engellemiştir. Ekonomik olarak Doğu Türkistan’ı sömürmekle kalmamış, kültürel asimilasyona da hiç ara vermemiştir.

2008 senesinden itibaren baskısının dozunu artıran Çin yönetimi, Doğu Türkistanlıların yaşam alanlarını git gide daraltmıştır. İnanç özgürlüğü, ana dilinde eğitim alma özgürlüğü, düşünce özgürlüğü birer birer engellenmiştir. 2017 Nisan ayından itibaren Doğu Türkistan’ın tüm alanlarına kurdukları toplama kamplarına en az 8 milyon insanı dönüşümlü olarak sokmuştur. Toplama kampları günümüz dünyasında insan haklarının en ağır biçimde ihlal edildiği, cezalandırma ve öldürme merkezlerine dönüşmüş durumdadır. Ailelerinden alınan sayısı en az 2,5 milyonu bulan çocuğu asimilasyon merkezlerine göndermiştir. Doğu Türkistanlı ailelere Çinlileri yerleştirerek en temel hakkı olan aile mahremiyetini de ortadan kaldırmıştır. Milyonlarca insanı toplama kamplarındaki ve Çin’deki fabrikalarda köle işçi olarak çalıştırmıştır. Milyonlarca kadını zorla kısırlaştırmıştır. Yüksek teknolojik ekipmanlarla Doğu Türkistanlıların tüm yaşam alını gözetlenmektedir.

Bugün sizlere Yurt dışında hayati tehlike altındaki iki Doğu Türkistanlı Aileden bahsedeceğiz. Bunlardan ilki AIMIDOULA WAILI (Türkçe: Hamidullah Veli, 52 yaşında) Şubat 2016’da Çin pasaportu ve vizesiyle Türkiye’ye geldi. Türkiye’de süresiz oturma izni ile kalıyordu. 3 Şubat 2020’de AIMIDOULA WAILI umre ibadetini gerçekleştirmek için altı aylık yasal vize ile Suudi Arabistan’a gitmişti. Umre ibadetini tamamladıktan sonra, Korona virüs (Covid-19) nedeniyle yurt dışına çıkışların yasaklandığı için orada kalmak zorunda kaldı. Ancak pandemi sırasında ailesi, Çin Hükümetinin AIMIDOULA WAILI’yi aradığını öğrenir. Bu dönemde yakalanmaktan korktuğu için saklanmaya başladı. Eylül 2020 başında, kısıtlamaların gevşediği bir zamanda, AIMIDOULA WAILI Birleşmiş Milletler Ofisine (“BM”) giderek durumunu anlattı. Ne yazık ki BM bürosundan bir yanıt gelmedi, bu yüzden ABD Başkonsolosluğu üyeleriyle görüşerek Çin’e geri gönderilmekten korktuğunu anlattı. Ama ne yazık ki beklemesi gerektiği söylendi.

20 Kasım 2020’de ailesi, AIMIDOULA WAILI ve arkadaşı Nurmuhammed Rozi’nin Suudi polisi tarafından tutuklandığını öğrendi. Ailesi, Suudi hükümetinin AIMIDOULA WAILI’yi Çin’e göndereceğinden endişe ediyor. Onu Çin’e teslim etmesi durumunda ölüm tehlikesiyle karşı karşıya kalacak.

Hayati tehlikede kalan bir diğer kişi ise MAIMAITINIYAZI TUOHETI (Türkçe: Memetniyaz Tohti), Doğu Türkistan, Hoten İli, Karakaş İlçesi’nde doğmuştur. 1995 yılında eğitim amacıyla Pakistan’a geldi ve İslamabad Uluslararası İslam Üniversitesi Temel İslam Bilimleri Fakültesi tarafından kabul edildi.

Onun ile beraber çalışmak için Pakistan’a gelen kardeşi Abdulwahap Tohti, 2003 yılında Çin’in isteği üzerine Pakistan Hükümeti tarafından Çin’e teslim edildi. O tarihten bugün kadar kendisinden bir daha haber alınamadı. Kardeşinin eşi ve Pakistan’da kalan dört çocuğu daha sonra Çin’e gitmeye zorlandı. Aynı yıl MAIMAITINIYAZI TUOHETI, Pakistan hükümetinin baskısı altında okuldan atıldı. Böylece Pakistan’da ticaret yaparak ailesini geçindirmeye çalıştı. Sonunda 2008’de tekrar üniversitede okumaya başladı. Kardeşi Çin’e teslim edildikten sonra MAIMAITINIYAZI TUOHETI Pakistan polisi ve istihbarat birimi tarafından sürekli takip edildi. Pakistan istihbarat birimi 2008’den sonra onun pasaportuna gayri resmi olarak el koydu. Vize ve ikamet izninin sona erdiğinde sürenin uzatılması için pasaportu kendisine verildi. Uzatma işleminin ardından pasaportu tekrar alındı. Bu durum bugüne kadar 10 yıl devam etti. 2016 sonunda pasaportunun süresi doldu ancak Pakistan’daki Çin Büyükelçiliği pasaportunu yenilemedi. Aynı zamanda Çin vatandaşı olan eşi ve üç çocuğu da pasaportsuz kaldı. Şimdiye kadar süresi dolan pasaportu yine istihbarat biriminin elinde. Pakistan’da kaldığı süre boyunca, özellikle son yıllarda Pakistan polisi ve istihbarat biriminin çeşitli baskılarına maruz kaldı ve hatta fiziksel işkenceye maruz kaldı.

Pakistan son yıllarda tamamen Çin’e bağımlı hale geldiğinden, MAIMAITINIYAZI TUOHETI ve ailesi, eşi ve üç çocuğuyla birlikte Çin’e sınır dışı edilme tehlikesiyle karşı karşıya. Daha önce Tayland, Kırgızistan, Özbekistan, Suudi Arabistan, Mısır, Kamboçya ve Endonezya’dan Çin’e teslim edilen Uygurlardan bir daha hiç haber alınamadı.

MAIMAITINIYAZI TUOHETI, eşi MAREYA YASHENG, kızları Najıya ve Naziya Niaz ve oğlu Ansarı Maimaitiniyazi’den oluşan ailesi, Çin’e teslim edilmeleri halinde toplama kampına alınma ve ölüm tehlikesiyle karşı karşıya kalacakları için sığınacak güvenli bir yer arıyorlar.

Bu noktada “Doğu Türkistan İnsan Hakları İzleme Derneği” olarak; AIMIDOULA WAILI’nın Türkiye’de süresiz ikamet izni verilmiş olduğunu göz önünde bulundurularak, Türkiye’ye sağlıklı bir şekilde getirilmesi ve MAIMAITINIYAZI TUOHETI ve ailesinin hayati tehlikesi olmayan güvenli bir ülkeye yerleştirilmesi için Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi’ne yazılı olarak 07.01.2021 tarihinde ayrı ayrı başvurumuzu yaptığımızı kamuoyuna duyuruyoruz.

Facebook
WhatsApp
Twitter
LinkedIn
Pinterest