Çin kamplarında Çince öğretmeye zorlanmış Doğu Türkistan’lı bir kadının gerçek hikayesi

Doğu Türkistan’daki Toplama kamplarında Çince öğretmeye zorlanmış Doğu Türkistan’lı bir kadının gerçek hikayesi “The Guardian” sitesinden Emma Graham-Harrison tarafından röportaj yapılmıştır.

Röportaj içeriği “Doğu Türkistan İnsan Hakları İzleme Derneği” tarafından Türkçeye çevrilmiştir.

Kalbinur: Ben kendimi yaşıyormuş gibi hissediyorum ancak, bu duygu en fazla iki gün devam ediyor, üçüncü günü yine üzüntü başlıyor, onları (toplama kampında geri kalanları) hatırlıyorum ve üzülüyorum, karınları aç yiyecek bir şeyleri yok……

Açıklama: Kalbinur SIDIK, Uygur, Xinjiang Uygur özerk bölgesin(Doğu Türkistan)den Eğitim kamplarındaki insanlara Çince öğretmeye zorlandı. Sesinin değiştirilmesini istedi Kalbinur: İsimsiz röportaj vermeme izin vermedi bende sesimi değiştirdim ve kendi adımla röportaj vermeyi kabul ettim.İlk zamanlarda 28 Şubat 2017 yılında bir gurup okuma yazması olmayan yani Çince bilmeyenleri topladığı bir okul olduğunu, orda benim Çince ders vermemi istediler ama orda olup bitenleri, duyduklarını, gördüklerini kimseye söylemeyeceksin, akraba, arkadaş, kocan dahil kimseye söylemeyeceksin diye söz vermeye zorladı, aksi takdirde kızımı alacağını söyleyerek tehdit etti ve derse gönderdi.

Muhabir: Siz Çince öğretmeye başladığınızda orasını normal okul ya da etüt merkezi olarak mı gördünüz? yoksa toplama kampı olduğunu biliyor muydunuz? Sizin o sırada Xinjiang(Doğu Türkistan) da neler olup bittiğinden haberiniz var mıydı?

Benim hiç haberim yoktu (oranın toplama kampı oduğundan), gitmeden önce bir sürü evraklara imza attırdı, o zaman biraz şaşırmıştım, sıradan bir dil dersine niye bu kadar tedbir alıyor diye düşünmüştüm, kamplarda ders vereceğim aklımın ucundan bile geçmedi.

Muhabir: Ama siz oraya gittiğinizde her şeyin farkına vardınız değilmi?

Kalbinur: Evet. Çünkü bize toplantıda söylemişlerdi. O binanın önüne geldiğimizde polis arabadan indi ve otomatik kapıyı açtı. Oraya girince ben bu nasıl bir okul? Niye bu kadar sıkı koruyor diye çok şaşırdım. Birde onun içinde (koğuşun içide) pencerelerin hepsi kaleyle kaplatılmış. Onları gördüm ve çok üzüldüm. Kendimi zor tuttum ve sınıfa girdim. Onların sınıfa girişini izledim. Ben onları görünce tüm vücudum titremeye başladı ve çok tedirgin oldum. Ama kendimi sıkı tuttum. Eğer kendimi tutmasaydım orda ağlayabılırdım. Ama kendimi kontrol edebildim. Sonra onlara esselamü aleyküm dedim. Onlar bir birlerine mırıldanmaya başladı. Ben orada yanlış söylediğimi fark ettim ve hemen düzeltip dersi başladım.

Muhabir: Siz Kampta çalışırken gebeliği önleme aleti(IUD) takmaya zorlandınız değilmi?

Kalbinur: Çalıştığım zamanlarda o yüzüğü takmıştım. Mahalle gurubumuz var, o gurupta duyurdular mahalle muhtarlığında çalışanlar evlere girerek gebeliği önleme aleti(IUD) takmamızı yada kısırlaştırma ameliyatı yaptırmamız gerektiğini söyledi. 18 yaştan 59 yaşa kadar olanlar bunu yaptırmanız gerekiyor dedi. Ben ders verdiğim zamanlarda gebeliği önleme aleti (IUD) taktırmışıtım. Aleti takıp 10-15 güne kadar kanama durmadığı için, Sonra çıkarttırdım. 2018 senesinde tekrar taktırdım, yine aynı şey oldu. 2019 yılı mayıs ayına geldiğinde kısırlaştırma ameliyatı yaptırıldım.

Muhabir: Sizin gebeliği önleme aleti(IUD) taktırma süreciniz nasıldı? Onlara(Uygur kadınlara) Han Çinlisi kadınmı yapıyor? Süreci nasıl? Kalbinur: Biz gittiğimizde orda hep uygurlar vardı. Ben orda gebeliği önleme aleti(IUD) taktıracak hiç Han Çinlisi görmedim. Hepsi Uygur kadınlardı. “Abla insanlar orda çok fazla erkenden git” dediği için ben sabah 07:50 de gittim, yinede sıra vardı.Açıklama: Eylül 2017 Kalbinur ilk sözleşmesini doldurduktan sonra Urumçi’deki kadınlar toplama kampına öğretmen olarak atandı. Kalbinur: Ama o binanın dışına Çince kırmızı renkle çok açık bir şekilde “HUZUREVİ” diye yazılmıştı, o manzarayı hala unutamıyorum.

Muhabir: Siz toplama kamplarındaki kadınların tecavüz edildiğini düşünüyormuşsunuz, bu doğrumu?

Kalbinur: Evet, gerçekten orda tecavüz olayları çok yaygınlaşmış. Çinli polisler sorgu esnasında 4-5 polis birlikte sorguya giren kızlara sırayla tecavüz ediyormuş, ondan sonra elektrikli jopla….. 50,60,70 yaşlarındaki büyüklerden 50-60 kadın var, Diğerleri hepsi genç kızlar, onlara her baktığımda, dediklerini her duyduğumda kendi kızım göz önüme geliyor ve her gece eve dönünce çok üzülüyordum ve ağlıyordum, şimdi düşünsem bile kendimi tutamayıp ağlıyorum. Kızların saçları kazılmıştı, bakınca insanın içi sızlıyor. Her seferinde derse gidip geldikten sonra hastalanırdım.

Muhabir: Sizce Xinjiang’da(Doğu Türkistan) bunların gerçekleşmesinin sebebi ne?

Çin hükümeti toplama kamplarını kurarak ve sizin bahsettiğiniz gibi kadınları kısırlaştırarak neyi amaçlıyor? Kalbinur: Benim hissettiklerim onların (Çin hükümeti)amacı bizim topraklarımızı istila etmek. Bunlar ilk başlarda Uygurlara yaptıkları zulüm ve baskıları açık bir şekilde uygulamıyordu ama sona gelince çok açık bir şekilde baskı ve zulüm uygulamaya başladı, bunun sebebi çok hızlı bir şekilde bizi ele geçirerek Uygurların bir kısmını kamplarda yok etmek ve kalan kısmını da asimile etmek. Bir sürü haberleri görüyoruz mesela Tiktok’tan. Milyonlarca Uygur halkımız neler çekiyordur, Avrupa ülkeleri ve ABD niçin şu an orada gerçekleşmekte olanlara inanmıyor ben ona şaşırıyorum. Uighur Muslim teacher tells of forced sterilisation in Xinjiang

Kaynak: /The Guardian

Facebook
WhatsApp
Twitter
LinkedIn
Pinterest