yükleniyor

Aramak için yazın

Dokuz Yalan ve Bir Gerçekle Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi

Raporlar

Dokuz Yalan ve Bir Gerçekle Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi

Paylaş

Wang Yi’nin Dokuz Yalanı

1.Yalan: Bütün mesele Çin’in iç meselesidir.

Gerçek: Doğu Türkistan 1949 senesinde Çin Komünist Partisine bağlı ordular tarafından işgal edilmiştir; Doğu Türkistan tarih boyunca hiçbir zaman Çin’e ait bir toprak parçası olmamıştır. Doğu Türkistan Çin’in en büyük sömürü alanı olarak, Çin’in tüm nükleer denemeleri Doğu Türkistan’da yapılmıştır. Çin, işgal tarihinden beri Doğu Türkistanlıları topyekûn yok etmek maksadıyla yürüttüğü asimilasyon çalışmaları olumsuz sonuç verince, 2013 senesinden itibaren Doğu Türkistan’da gerçekleştirmekte olduğu insan hakları ihlallerini soykırım boyutuna
taşımıştır. 9 Aralık 1948’de BM Genel Kurulu tarafından onaylanan BM Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi, soykırım kapsamına giren suçları net bir tanımlamayla ortaya koymuştur. Çin, diğer 151 ülkeyle birlikte bu sözleşmenin imzacıları arasında yer almasına rağmen, gerçek anlamda bu sözleşmenin gereğini yerine getirmemektedir. Soykırım Sözleşmesi’nin II. maddesi, soykırımın “ulusal, etnik, ırksal veya dini bir grubu tamamen veya kısmen yok etme niyetiyle” eylemler gerçekleştirmeye yönelik bir girişim olduğunu belirtmektedir. (BM Genel Kurulu, 1948; Independent, 2021; Vikipedi Özgür Ansiklopedi, 2021b) Fakat Çin Hükümeti Doğu Türkistan’da keyfi bir şekilde tutuklamalar gerçekleştirmekte ve geniş ölçekte tesis ettiği toplama kamplarında tutuklu insanlara her türlü bedensel ve zihinsel zararı vermektedir. Ayrıca “ikiz aile olmak” projesi adı altında 2014’ten 2017’ye kadar yıllık en az bir milyonu geçen etnik Han Çinlisi memur, özellikle aile üyelerinden biri toplama kamplarına gönderilen Doğu Türkistanlıların evlerine yerleştirilmiştir. (Greer, 2018; Mustafa Bag, 2019) Doğu Türkistanlı kadınlar düzenli olarak gebelik kontrolünden geçirilirken, yüz binlercesi zorunlu RİA uygulaması, kısırlaştırma ve kürtaja tabi tutulmuştur. Üçten fazla çocuk sahibi olanlar yüklü miktarda para cezasına çarptırılırken, cezayı ödeyemeyen ailelerin çocukları ailelerinden uzaklaştırılmaktadır. (Ozoğlu, 2020; The Associated Press, 2020a, 2020b; Zenz, 2020b) Soykırım hiçbir zaman sınır tanımaz, dolayısıyla soykırım suçu hiçbir zaman bir ülkenin iç meselesi değildir. Doğu Türkistan’daki soykırım meselesi Çin’in iç meselesi olmadığı gibi bütün insanlığın ortak bir meselesidir.

2.Yalanı: Uygulanan, toplama kampı değildir, “eğitim ve öğretim merkezleridir”.

Gerçek: 2017 Nisan ayından bu yana ÇKP tarafından en az 338 Uygur aydının tutuklandığı tespit edilmiştir. Doğu Türkistanlı, Kur’an-ı Kerim’i Uygur Türkçesine tercüme eden ünlü din bilgini Muhammed Salih Damollam, 2018’de Doğu Türkistan’daki toplama kampına gönderilip 40 gün sonra kampta katledilmiştir. Uygur folkloru ve insan coğrafyası uzmanı, sözde Xinjiang (Sincan) Üniversitesi’nin profesörü Rahile Davut, sözde Şinciang Üniversitesi rektörü Taşpolat Teyip, çevirmen ve yazar Abulkadir Calaleddin, yazar Yalkun Rozi, tanınmış pop yıldızı Ablajan Avut Ayup şu ana kadar tutuklu bulunanlar arasındadır. (Byler, 2018; DUK, 2019; Ertürk, 2014; Yeni Şafak, 2018) Doğu Türkistanlı zengin iş adamları da her türlü suçlamalara maruz kalarak zorla toplama kamplarına götürülmekte ya da cezaya çarpıtılarak mallarına el konulmaktadır. (Kaşgarlı, 2019; Uygur Haber, 2020) Doğu Türkistanlı ünlü işadamı ve hayırsever Nurtay Hacı 18 yıl hapis cezasına çarpıtılmıştır. Kardeşi Ablimit Hoşur Halis Hacı da iş adamıdır ve hayırsever olduğu için tutuklanmıştır. (Muhafız, 2018) Bahsi geçen bilim insanlarının, aydınların, din bilginlerinin, sanatçıların ve iş adamlarının eğitime ihtiyacı yoktur. Toplama kampları Çin’in Doğu Türkistan’da etnik temizlik yapmak için kullandığı ölüm ve işkence merkezleridir.

3.Yalanı: 25 milyon insan mutludur ve refah içindedir.

Gerçek: Doğu Türkistan’da kurulan toplama kamplarında yaklaşık sekiz milyon Doğu Türkistanlı her türlü işkencelere maruz kalmaktadır. Newlines Institute for Strategy and Policy adlı düşünce kuruluşu tarafından 8 Mart 2021’de Çin’in Doğu Türkistan’daki soykırım suçlarına ait bir rapor yayınlandı. Raporda Doğu Türkistan’da hapishaneler hariç 1300 ila 1400 arasında toplama kampının olduğu raporlandı. (Newlines İnstitute, 2021) Eğer toplama kampına alınan insanlar mutluysa, toplama kamplarına neden etnik Han Çinlileri alınmıyor ve toplama kampları neden Çin’in tamamında kurulmuyor?

Ayrıca yetişkinler için toplama kampları tesis edilirken ebeveynlerinden zorla koparılan çocuklar için çocuk kampları tesis edilmiştir. BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 5 ve 9. maddelerine aykırı olarak, Doğu Türkistanlı çocukların ebeveynleriyle yaşama hakkı zorla ellerinden alınmakta ve çocuklar her türlü beyin yıkama faaliyetinin yapıldığı kamplara yerleştirilmektedir. Kaliforniya merkezli sivil toplum kuruluşu RAND, çeşitli uydu görüntülerini analiz ederek Doğu Türkistan’daki çocuk kampları hakkında 2020 Nisan ayında bir rapor hazırlamıştır. Raporda 2017’de Doğu Türkistan genelinde 562 900 çocuk ailelerinden kopartılarak 4387 sözde yatılı okullara yerleştirildiği, 2017’den beri sözde yatılı okullarda eğitim gören çocukların sayısında %76,9 oranda artış olduğu ve bu çocukların hepsinin 1 ila 10 yaş arasında oldukları tespit edilmiştir. (ATAYURT, 2019; Bag, 2019b, 2020a; Kaya, 2020; Nar, 2020) Uluslararası Af Örgütü 2021 Mart ayında çocukları Doğu Türkistan’da olup, kendileri yurtdışında olan ebeveynlerin durumlarına dair bir rapor yayınlamıştır. Rapora göre, Doğu Türkistan’da 2014’te temeli atılan, 2017’de ise geniş ölçekte kurulmaya başlanan toplama kamplarıyla, yurtdışındaki Doğu Türkistanlı ebeveynlerin Doğu Türkistan’daki çocuklarıyla irtibatları yavaş yavaş kesilmiştir. Çocuklarına bakan akrabaları veya tanıdıkları ise toplama kamplarına veya hapse atılmıştır. Oysaki Çin, Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni 1992’de imzalamıştır. (Amnesty International, 2021; Nar, 2020) Sosyal medyada yer alan, Uygurların aile bireylerini özlerken ağladığı paylaşımlar, anne babası toplama kamplarına alındığı için aç kalarak ölen, donarak ölen çocukların sayısı çok fazladır. Kimsesiz kalan yaşlı insanlar açlık sınırında yaşamaktadır. Toplama kamplarında akıl almaz zulüm ve işkence ayrı bir dram oluştururken, köle işçilik sisteminin kurbanı olan milyonlarca insan ailelerinden koparılmıştır.

4.Yalanı: 4 yıldır şiddet eylemleri yaşanmadı.

Gerçek: Bahsedilen 4 yıl, tam 2017 senesi toplama kamplarının geniş ölçüde yapılmaya başlandığı ve Doğu Türkistanlıların keyfi tutuklanarak toplama kamplarına hapsedilmeye başlandığı dönemdir. Bu dört sene içerisinde Çin güvenlik güçleri Doğu Türkistan’da terör estirirken, Doğu Türkistanlılar ise tarihinin en acı günlerini yaşamaktadır. Şiddetin merkezine dönüşen ve şiddetten beslenen Çin Komünist Partisi, toplama kamplarında işkencelerle insanları öldürmekte ve şiddeti bir tür zevk alma aracı haline dönüştürmüştür. İnsanların aile mahremiyetine dahi girerek şiddette boyut ve sınır tanımamıştır. Çinlilere göre 4 yıldır şiddet eylemleri olmamış olabilir ama Doğu Türkistanlılar şiddetin ve soykırımın bizzat kurbanları haline gelmiştir.

5.Yalan: İnsanlar devlet yönetimine eşit şekilde katılabilir, kendi bölgelerinin ve milletlerinin işlerini özerk bir şekilde yönetebilir.

Doğu Türkistanlılar ile etnik Han Çinlileri arasında eşitlikten bahsetmek asla mümkün değildir. Günümüzde sözde Özerk Bölgesi Hükümeti idari heyet sayısı 14 kişiden oluşmakta olup, bunların içinde dört Uygur ve bir Kazak olmak üzere sadece beş kişi Doğu Türkistanlıdır ve onların hiçbir yetkisi yoktur; geri kalan sekiz idareci ise etnik Han Çinlisidir. Ayrıca sözde Özerk Bölgesi Kalkınma ve Reform Komisyonu’nda bulunan heyet sayısı 14 olup, içlerinde sadece iki kişi Uygur asıllıdır. Doğu Türkistan’da Türk asıllı kimse Komünist Parti genel sekreteri olmayacaktır; Parti genel sekreteri olanların hepsi etnik Han Çinlisidir. En üst karar makamı Çin Komünist Partisi başkanlıklarıdır. Doğu Türkistan’da Çinli olmayan milletler her zaman aşağı mevkilerde yer almaktadırlar. (Baidu 百科, 2021; Hu Ping 胡平, 2009) Ayrıca, Doğu Türkistan ekonomisinin bel kemiğini oluşturan, görünürde ekonomik ve tarım nitelikli sözde Şinciang (Sincan) Üretim ve İnşaat Ordusu Bingtuan (新疆生产建设兵团) askeri birliğin tamamını etnik Han Çinlisi oluşturmaktadır. (Tuna, 2012) Bunun yanı sıra, üniversite kabul kontenjanları ve memur atanması konusunda her zaman etnik Han Çinlilerine öncelik tanınmaktadır. Sözde Şinciang (Sincan) Üniversitesi’nin 2020’deki öğrenci kabul listesinde gösterildiği üzere, etnik Han Çinli öğrencilere ayırılan kontenjan diğer millet öğrencilerine nazaran daha fazladır. (Han Jie 韩洁, 2020; Koyuncu, 2019; Meishu Gaokao Wang 美术高考 网, 2020; Pu Kao 普考, 2019; Xinjiang Jiaoyu Kaoshiyuan新疆教育考试院, 2019)

6.Yalan: İnanç özgürlüğü korunmaktadır.

Doğu Türkistanlıların telefonlarında Allah yazısı olan fotoğraf, ay yıldız sembollü resimler, ayet ya da hadisler, İslam’ı çağrıştıran belge ya da bilgiler bulunursa sahipleri toplama kamplarına gönderilmektedir. (Doğu Türkistan TV, 2019; ICIJ, 2019) Bunun dışında yine dini semboller taşıyan kıyafet giymek, üzerinde Arapça harf bulunan giysi giymek, Çin bayrağının bulunduğu yerde başörtüsü takmak, kadınların başörtüsü takması, kendi çabalarıyla din öğrenmek, dini ders dinlemek, helal gıda tüketmeyi teşvik etmek, sigara ve içki içmemeye davet etmek, sigara ve içkiyi aniden bırakmak, tam sakala sahip olmak, camiye gitmek, namaz kılmak, oruç tutmak ya da kahvaltıyı güneş doğmadan önce yapmak “Dini Aşırılığın 75 Belirtisi” ve Doğu Türkistanlıların toplama kamplarına gönderilmeleri için yeterli görülen 48 işaret olarak nitelendirilmektedir ve bunları yapan birey tespit edilirse hiç tartışılmaksızın toplama kamplarına götürülmektedir. (cssn.cn, 2014; Greer, 2018; Yılmaz, 2020). Toplama kampının içinde ve dışında insanların dinlerinden vaz geçmeleri için yoğun beyin yıkama çalışmaları yürütülürken, yaratıcıyı inkâr ettirmek en yoğun rutin zorlamalar içerisindedir. Toplama kampları tutsaklarına işkenceler yaparken onlara eğer bir yaratıcı varsa gelsin seni kurtarsın şeklinde aşağılamalar yapılmaktadır.

7.Yalan: 24.000 cami vardır.

Gerçek: 24 Eylül 2020’de Avustralya Stratejik Politika Enstitüsü (ASPI), Doğu Türkistan’daki camilerin durumuyla ilgili rapor yayınlamış olup, rapor uydu görüntüleriyle desteklenmiş ve Doğu Türkistan’da yaklaşık 16,000 caminin (toplamın camilerin %65’i) hükümet politikasının bir sonucu olarak 2017’den bu yana yıkıldığını veya hasar gördüğünü ortaya koymuştur. Bunun içinde tamamen yıkılan cami sayısı 8,500 civarında olup, buldozerlerle yıkılan camilerin bazılarının yerleri şimdilerde boş arazi haline getirilmiştir. Geri kalanları ise İslami tarzdaki mimari ve sembollerden arındırılarak tahrip edilmiş, bazılarının girişlerine “partiyi sevin, ülkeyi sevin” tarzı yazılar asılmıştır. Bununla birlikte 2017’den beri önemli kutsal mekanların (türbe ve mezarların) %30’u büyük ölçüde yıkılmış, %28’i ise hasar görmüştür. Bazı mezarlıklar ise taşıma bahanesiyle yok edilmektedir (Bag, 2019a, 2020b; Mepa News, 2019; Mustafa Bag, 2020; Nathan Ruser, James Leibold, Kelsey Munro, 2020; QHA, 2020). Ancak Çin yönetimi Doğu Türkistan’da geniş arazilerde Budist tapınakları inşa etmekte, Budizm’in yayılmasına teşvik etmektedir.

8.Yalanı: Zorla çalıştırma yoktur.

Gerçek: 1 Mart 2020’de Avustralya Stratejik Politika Enstitüsü’nün (ASPI) yayınladığı rapora göre, 2017-2019 yılları arasında Çin’in iç bölgelerindeki fabrikalara götürülen Doğu Türkistanlılar sayısı 80,000’den fazla olmuştur ve onlar teknoloji, giyim ve otomotiv sektörlerinde çalıştırılmıştır. Fabrikaların 82’den fazlası tanınmış küresel markanın tedarik zincirinde bulunan fabrikalar olduğu da tespit edilmiştir. Ayrıca Doğu Türkistan, Çin pamuğunun %85’ini ve dünya pamuğunun %20’sini üretmektedir. Araştırmaya göre, 2018’de Doğu Türkistan’ın üç farklı bölgesinden zorla çalıştırma veya transfer programı aracığıyla en az toplam 570,000 kişi hükümet tarafından pamuk toplamaya zorlanmıştır. 2019’da bölgedeki pamuk tarlalarının %70’i elle toplanmıştır. (Xu et al., 2020; Zenz, 2020a) Bunun dışında Doğu Türkistanlılar yine ceviz kırma fabrikalarında, peruk firmalarında, tekstil fabrikalarında ve diğer fabrikalarda “teknik ve mesleki eğitim görmek” adı altında zorla çalıştırılmaktadır. Üstelik Çin Hükümetinin sözünce “gönüllü emek” adı altındaki angarya sistemi (Haşar) günümüzde Doğu Türkistan’da hala uygulanmaktadır. Gerçi 2017 senesinde Çin’de yayınlanan haberlere göre sözde Şinciang (Sincan) Hükümeti kırsal bölgelerde “gönüllü işçiliğin” tamamen ortadan kaldırıldığını ifade etmesine rağmen, sosyal medya üzerinde yayınlanan videolara göre, angarya sisteminin ortadan kaldırıldığı değil, daha da yaygın hale geldiği dikkatimizi çekmektedir. Bunun yanı sıra ilkokul öğrencileri dahil olmak üzere 65 yaşa kadar olan herkes sokak temizliği, çukur açma ve yol yapımı gibi belediye işlerinde ücretsiz olarak çalışmak
zorundadır. (Fabrika Sahibi, 2020; Muhammed Ali Atayurt, 2020; Sabah, 2015)

9.Yalan: Doğu Türkistan’ın kapısı her zaman dış ülkelere açıktır.

Gerçek: 18 Mart 2021’de yayınlanan haberlere göre, Avrupa Birliği’nin Doğu Türkistan’ı ziyaret etme talebi Çin yönetimi tarafından reddedilmiştir. 2019’dan beri AB Çin ile Doğu Türkistan’ın araştırılması konusunda görüşmekte olup, AB talepleri içinde “belirli tesislere erişim ve bu tesislere erişim için özel koşullar, Sakharov İnsan Hakları Ödülü sahibi İlham Tohti ile görüşmek” yer almaktadır. Ne var ki, Çin Hükümeti AB’nin Doğu Türkistan’ı ziyaret etme talebini geri çevirmiştir. (Erkin, 2021). Avrupa Birliği gibi, İnsan Hakları Örgütü, Af Örgütü ve birçok bağımsız kuruluşun Doğu Türkistan’a gitmelerine Çin yönetimi izin vermemiştir. Ancak kamera sistemleri Doğu Türkistan’da 24 saat açıktır.

Bir Gerçek

Çin’in Uygurlara yönelik politikasını 50 ülke desteklemiştir. Bu ülkelerden 30’a yakını İslam İş Birliği Teşkilatı’nın üyesidir.

Çin’in Doğu Türkistan’daki insanlık dışı uygulamalarına karşı ülkeler faklı tutum sergilemektedir. BM İnsan Hakları Konseyi, 2019 yılında çeşitli ülkelerin insan hakları durumunu gözden geçirirken Avustralya, Yeni Zelanda, Kanada, Japonya, İngiltere, Fransa, Almanya, İsveç, Letonya, Litvanya, Estonya, Danimarka, Norveç, Kuzey İrlanda, Hollanda, İzlanda, Lüksemburg, İspanya, Avusturya, İrlanda, Belçika ve İsviçre olmak üzere toplam 22 ülke Çin’in Doğu Türkistan’da yaptığı insanlık dışı uygulamalarını kınadı. Sonradan İtalya, Portekiz ve Slovenya’nın katılmasıyla Çin’i kınayan ülke sayısı 25’e çıktı. Fakat yaklaşık 50 ülke ise Çin’i destekleyen açıklamalarda bulundu. (Altuğ, 2019; BBC NEWS, 2019; İndependent, 2019; Minds, 2019) Ne yazık ki, bu ülkelerin yarısından fazlası İslam İş Birliği Teşkilatı’na üye ülkelerdi.

Wang Yi Kimdir?

Wang Yi 8 Ekim 1953 doğumlu etnik Han Çinlisidir. 1969-1977 yılları arasında Heilongjiang Eyaleti Üretim ve İnşaat Kolordusu askeri, şirket muhabiri, tabur muhabiri, propaganda görevlisi olarak görevlendirildi. Mayıs 1981’de Çin Komünist Partisi’ne (ÇKP) üye oldu. 1982-1989 yılları arasında Çin Dışişleri Bakanlığı Asya İşleri Dairesi personel üyesi, ataşe ve müdür yardımcısı görevine atandı. 1989-1994 yılları arasında Japonya’daki Çin Büyükelçiliği’nde müsteşar görevine atandı. 1995’te Dışişleri Bakanlığı Asya İşleri Daire Başkanı, Bakan Yardımcısı, Siyasi Araştırmalar Dairesi Müdürü ve Dışişleri Bakanlığı Bakan Yardımcısı olarak görevlendirildi. 1995-2004 yılları arasında Dışişleri Bakanlığı’nda asistan ve bakan yardımcısı görevini üstelendi. 2004’te Çin’in Japonya büyükelçisi oldu. 2007’de Komünist Parti Komitesi Sekreteri, Dışişleri Bakanlığı Bakan Yardımcısı ve Devlet Konseyi’nin Tayvan İşleri Ofisi Direktörü oldu. Wang Yi, Çin Komünist Partisi 17., 18., ve 19. Merkez Komitesi üyesi olmakla beraber 2013’ten günümüze kadar Çin’in Dışişleri Bakanı görevini üstelenmektedir. O, Dışişleri Bakanlığı görevini yürütürken Çin Komünist Partisi yönetiminin Doğu Türkistan’daki baskı ve zulmü en yüksek düzeye ulaşarak soykırım politikası yürürlüğe girdi. Wang Yi, partisinin yürüttüğü soykırım misyonunu yerine getirmek ve Doğu Türkistanlıları yok etmek için partisiyle entegre olarak çalışmakta ve bu soykırımın yalanlanması için yurtdışı propagandalarını yürütmektedir. Soykırım, insanlığa karşı bir suçtur. Tüm dünya ülkelerinin soykırımı engelleme ve soykırım suçunu işleyen ülkeyi cezalandırma sorumluluğu bulunmaktadır.

Tag: Uygur, Doğu Türkistan,

Bunları da sevebilirsiniz