Doğu Türkistan İnsan Hakları İzleme Derneği
Herkes ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal ya da başka türden kanaat, ulusal ya da toplumsal köken, mülkiyet, doğuş veya başka türden statü gibi herhangi bir ayrım gözetilmeksizin sadece insan olması nedeniyle eşit, özgür ve şerefiyle yaşama hakkına sahiptir. 1948 de imzalanan “insan hakları evrensel bildirgesi”nde kabul edilen insanların doğuştan sahip olan temel hak ve özgürlüklerini savunma çağrısı, tüm dünyadaki insan haklarını savunan ülkeler tarafından onaylanmıştır. Askeri gücüyle kendi bağımsızlıklarını ve diğer temel hak ve özgürlüklerini savunamayan, 2.dünya savaşında yeni dünya köleliğine ve sömürgeciliğine mahkum edilen milletler ve onların yaşadığı bölgeler bu bildiriye ve onun gibi diğer uluslararası hukuk kurallarına dayanarak kendi haklarına kavuşmayı istemektedirler. Doğu Türkistan 1949 yılında Çin komünist hükümeti tarafından işgal edildikten sonra , kendi bağımsızlığı için mücadele ederek çok büyük bedeller ödemiştir ve hala ödemektedir. ‘‘Doğu Türkistan İnsan Hakları İzleme Derneği’’ bu medeni dünyada faşizm, diktatörlük, feodalizm, ırkçılık gibi insanlığa aykırı yönetim ve fikirlerin kurbanı olan Doğu Türkistan halkının insan haklarını savunma yolundaki bu şanlı mücadeleye katılmak için 2019 yılında Türkiye’de kurulmuştur.
Vizyon:
Doğu Türkistan İnsan Hakları İzleme Derneği, işgal altındaki Doğu Türkistan’ın hukuki, tarihi ve medeni hak sahipleri olan Doğu Türkistan halkının uğradığı haksızlığa ve soykırıma karşı sarsılmaz dirençle Doğu Türkistan’daki ve yurt dışındaki tüm Doğu Türkistan’lıların insan haklarını savunmak için çalışacaktır. Derneğimizin amacı, 1949 yılında başlayan Çin komünist hükümeti işgalinin sonucunda Doğu Türkistan’da şimdiye kadar devam eden, kendi kaderini tayin etme ve bağımsızlık hakkı, demokratik haklar, özel mülkiyet hakkı, yaşama hakkı, özgürlük ve güvenlik hakkı, özel hayatın korunması hakkı, dernek, sendika ve siyasi parti kurma hakkı, eğitim-öğretim hakkı, seçim ve seçilme hakkı, adil yargılanma hakkı, basın özgürlüğü ve fikri mülkiyet hakkı, inanç özgürlüğü, yerleşim ve seyahat özgürlüğü hakkı, işkence yasağı, kölelik ve zorla çalıştırma yasağı gibi uluslararası hukuk ve uluslararası kuruluşlar tarafından ortaya konulan, onun gibi uluslararası sözleşmeleri kabul eden devletler tarafından kabul edilen, hukuki araç ve yollarla Doğu Türkistan ve diğer bölgelerdeki insan hakları ihlallerine karşı tüm çabamız ve imkanlarımızla hareket etmektir.
Misyon:
Doğu Türkistan’ın işgal edildiği ve halkının kendi topraklarında bağımsızlığını ilan etme hakkının olduğunu kantlamak, Doğu Türkistan’da yaşayan, işgal altındaki zulme uğrayan tüm halkların her türlü insan hakları ihlallerini izlemek, analiz etmek ve rapor hazırlamak.
Doğu Türkistan’da Çin hükümeti tarafından uygulanan insan hakları ihlalleri hakkında güvenilir kaynaklardan kaliteli bilimsel derleme, arşivleme, paylaşma ve ifşa etme.
Doğu Türkistan’daki güncel durumları her an takip ederek ve güncel uluslararası örgütleri, kurumları ve diğer Doğu Türkistan davasını merak edenlerin Doğu Türkistan’ın insan hakları ihlallerinden haberdar etmek ve bilgi alışverişi yapmak.
Doğu Türkistan halkının ebedi ve asli hakları olan kendi kaderini tayin etme ve bağımsızlığının gerçekleşmesi için uluslararası hukuk ve sözleşmeler temelinde çalışmak.
Türkiye’deki ve diğer ülkelerdeki insan hakları savunma kuruluşlarıyla beraber ortak çalışılabilecek konularda beraber çalışmak ve çalışma planları hazırlayarak beraber hareket etmek.
Doğu Türkistan’daki insan hakları hizmetlerinin uzmanlaşması, kaliteli olması için faydalı olan uluslararası konferans, basın toplantısı düzenleme ve eylem, yürüyüşlere yasal çerçevede katılmak.
Doğu Türkistan hakkında:
Doğu Türkistan tarihten beri bağımsız ve toprak bütünlüğüne sahip olan bir devlettir. Coğrafi olarak şimdiki orta asya Türk cumhuriyetlerinin doğu tarafındadır. Doğu türkistanın yer ölçüsü 1.828.418KM2 dir, yerli milletlerden Uygur, Kazak, Kırgız, Tatar, Özbek, Döngen, Salar, Şibe, Tacik, Moğul, Dagur, Rus ve Yoğur gibi 13 etnik millet olup, bunlar Doğu Türkistan’ın temel nüfusunu oluşturmaktadır. 1949 yılından başlayan 70 yıllık işgal sonucunda çok sayıdaki Çinli nüfus Doğu Türkistana iskan edilmiştir. Çin resmî kayıtlarında uygurların nüfusu 11 milyon 300 bin olarak gösterilsede, Doğu Türkistan’daki ve yurtdışındaki uygur aydınlar sadece Uygur nüfusunun 20-25 milyon civarında olduğunu söylüyorlar. Doğu Türkistan’daki çoğu halk türk ökenli milletlerdendir, bunların %95’i islam inancına sahiptir. Doğu Türkistan topraklarında önceki yüzyılın ilk yarısında yani 1933 yılında Kaşgar başkent olarak ve 1944 yılında Gulca başkent olarak sabit devlet yapısı olan, silahlı güçleri, dış diplomasisi, anayasası, kamu düzeni ve modern eğitim sistemlerine sahip, tüm halkların gerçek isteğine uyulan Doğu türkistan cumhuriyetleri kurulmuştur. Doğu türkistan 1949 yılında Çin komünist devleti tarafından yasa dışı olarak silahlı işgal edilmiştir ve günümüze kadar böyle devam etmektedir, İşgal edildikten sonra Doğu Türkistan’ın asıl halkı kendi topraklarında azınlık olarak görülüp, her türlü ırkçılık, soykırım, dinsizleştirme gibi insanlığa aykırı baskılarla yaşamaya devam etmektedir. 1949 yılında imzalan ve daha sonra yürürlüğe giren gizli anlaşma ve sözleşmelerle Doğu Türkistan toprakları 1955 yılında resmî olarak “xinjiang uygur özerk bölgesi” olarak isimlendirilmiştir ve o günden itibaren Çin komünist devleti bir dizi sadece kâğıt üstünde olan kanun ve yönetmelikleriyle ortaya koyan” kendi kararlarını kendi verme, kendi kendini idare etme ve yerli halkı temel alarak siyaset yapma hakkına sahip olacaktır” denilen yalan siyasetleriyle toprağımıza adım attığından beri sistematik olarak çok sayıda çinliyi Doğu Türkistan’a yerleştirmek, verimli topraklar, su ve diğer doğal kaynakları zorla çinlilere verme, asil sahipleri olan uygur ve başka türk etnik gruplarını fakirleştirmek ve ateistleştirmek politikaları sonucunda, çinli göçmenlere politika, ekonomi, sosyal ve eğitim konularında en yüksek imtiyazları vererek Doğu Türkistan’a yönelik işgal planlarını gerçekleştirmektedir ve yerli halkın ölüm kalımını, şerefini, gururlarını ve şanlı tarihi medeniyetini vahşilerce yok etmektedir. Şuanki uluslararası camia ve batı devletleri tarafından üstü açık hapishane olarak tasvir edilen Doğu Türkistan sadece toprak olarak değil, aynı zamanda hukuk ve bağımsızlık açısından da tamamen işgal edilmiş, modern dünyadaki kölelik düzenine çevirilmiştir. Şu an Doğu Türkistan’da yaşayan yerli halk her türlü insan hakları ihlallerine maruz kalmakta, 2016 dan buyana yasalaşan Meslek Eğitim Merkezi adındaki ceza kamplarında Amerika içişleri bakanlığının onayladığına göre, 3 milyondan fazla Doğu Türkistan halkı temel hak ve özgürlüklerinden alıkonulup, inanç özgürlüğü, milli kimliği, dili ve vicdanından vazgeçmeye zorlanmaktadır. İnsanlık ayaklar altında çiğnenen günümüz dünyasında , sesini çıkaramayan Doğu Türkistan halkının haklarını savunmak, herkesin insani görevi olduğuna inandığımız için bu derneği kurma gereği hissettik.